Göz kapağı düşüklüğü, hastaların göz sağlığını da psikolojisini de olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Kapakların örttüğü göz, net bir görüş elde edilememesinin yanı sıra özellikle çocuklarda gözle ilintili bazı rahatsızlıkları da tetikleyebilir. Estetik kaygısı ise hastanın ruh sağlığını bozarak sosyalleşmesine engel olabilir, meslek seçimine dahi etki edebilir.

Sebeplerine, kimlerde görüldüğüne ve tedavi olanaklarına yer vermeden önce göz kapağı düşüklüğü sorununun tam olarak ne olduğunu açıklamakta fayda vardır:

Pitozis Nedir?

Göz kapağı düşüklüğü, sık rastlanılan göz kapağı hastalıklarından biridir ve tıp literatüründe pitozis olarak geçer. Bu hastalıkta, üst göz kapağının aşağı doğru sarkması söz konusudur.

Göz kapağı düşüklüğünden bahsedilebilmek için kapağın, gözün renkli kısmını normalden (1 ila 1,5 mm) daha fazla kapatıyor olması gerekir. Yaygın olarak tek bir gözde görülmekle birlikte, iki gözde birden (bilateral pitozis) de yaşanabilir.

Pitozis Ne Tür Belirtiler Verir?

Pitozisin en temel belirtisi, sarkmış göz kapağı görüntüsüdür ancak bu belirti, hafif seyreden değil, göz bebeğinin üstünü dahi örtecek seviyeye gelmiş ya da tek gözde ortaya çıkan durumlarda kolayca fark edilebilir. (Hafif seyretmesine karşın an itibarıyla dışarıdan bir bakışta fark edilemiyor olsa da hasta, geçmiş dönemde çektirdiği fotoğraflardakiyle bugün çektirdiği fotoğraflardaki simasını/bakışlarını kıyaslarsa aradaki farkı görebilir.)

Göz kapağı düşüklüğünün varlığını düşündürecek başka belirtiler de vardır. Bunlar arasında öne çıkan, sarkmış göz kapağının görüşü kısıtlaması yüzünden hastanın daha net bir görüş elde etmek amacıyla kaşlarını -ve dolayısıyla üst göz kapaklarını- sık sık yukarı doğru kaldırmasıdır.

Bunun için hasta, kimi zaman ellerini de kullanır. Benzer şekilde çenesini yukarı kaldırıp başını arkaya yatırarak da görmesini kolaylaştırmaya çabalayabilir. Tüm bu zorlayışlarsa ilerleyen dönemde hastanın göz çevresinin ve alnının kırışmasına ya da boynunda ve sırtında ağrılara sebebiyet verebilir. Kuruluk ya da tam tersi, aşırı bir sulanma da pitozis varlığının akıllara getirilmesine yol açan belirtilerdir.

Dışarıdan bakıldığında kapak düşüklüğü, hastanın ifadesinin donuklaşması ya da dinlenmiş olmasına karşın yüzünün yorgun görünmesiyle şeklinde de kendini belli edebilir.

Göz Kapağı Düşüklüğünün Sebepleri Nelerdir?

Pitozisin ortaya çıkış sebebi, hastalar arasında farklılık gösterir. Bununla birlikte, genel bir sınıflandırma yapıldığında pitozisin doğuştan ya da zaman içerisinde belirdiğini, dolayısıyla her yaştan bireyde görülebileceğini söylemek mümkündür.

Konjenital pitozis yani doğuştan kapak düşüklüğü söz konusuysa -ekseriyetle- göz kapağını kaldıran kasta (levator kası) gelişim bozukluğu vardır. Bu kas, doğuştan gelişmiş olmasına karşın kişi yaşlandığında incelebilir, yapıştığı yuvadan ayrılabilir. Böyle bir durumda da ilerlemiş yaşa bağlı pitozis ortaya çıkar.

“Doğuştan” ve “doğuştan olmayan” dışında bir sınıflandırma yapılmak istendiğinde göz kapağı düşüklüğünün nedenleri de baz alınabilir: Gözde yaralanma/travma, kontakt lensin uzun zamanlı kullanımı, göz kapağını kaldıran kası yönlendiren sinirlerdeki tahribat, göz kapağının üstünde belirmiş kitleler, göz tümörleri, kimi sinir ve kas hastalıkları, alerjik hastalıklar vb. sağlık sorunları, pitozisi ortaya çıkarabilir.

Ayrıca geçirilmiş olan göz ameliyatlarındaki bazı müdahaleler ve herhangi bir hastalığın tedavi edilmesine yönelik kullanılan ilaçlar da göz kapağı düşüklüğüne sebebiyet verebilir.

Göz Kapağı Düşüklüğü

Nasıl Teşhis Edilir?

Pitozis teşhisi kapsamında yapılacak göz muayenesinde öncelikle hastanın öyküsü dinlenir. Göz kapağı düşüklüğünün var olduğunu düşündüren belirtilerin ne zaman başladığı, ne sıklıkla yaşandığı gibi konular açığa kavuşturulur.

Dışarıdan bakıldığında fark edilebilir boyuttaki kapak düşüklüğü, tanının kolaylıkla konmasına yardımcı olur. Ancak fark ediliyor olsa da olmasa da pitozis tanısının konması ve nedeninin tespit edilmesi için göz hekimi, bazı test ve tetkiklerden faydalanır. Biomikroskopi (yarık lamba) muayenesi, nörolojik görüntüleme ve kan testleri gibi. Yenidoğanın iki gözü arasındaki açıklık farkı da ek tetkikler yapılması için uyarandır. Böyle bir durumda fiziksel muayeneden geçirilen bebeğin göz kapağı kıvrımları incelenir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Nasıl Tedavi Edilir?

Göz kapağının sarkmasındaki tetikleyici sistematik bir rahatsızlık değilse müdahalede bulunulan, kapağın kaldırılmasında görevli ancak bu görevi yetersiz çalışarak ya da hiç çalışmayarak yerine getiremeyen levator kasıdır.

Pitozis varlığında kısa sürede sonuç alınan, etkili tek tedavi yöntemi ise ameliyattır. Ameliyat, yetişkinlerde lokal anestezi kullanılarak ve hastanın yatmasına gerek duyulmaksızın (ayakta) gerçekleştirilir. Kısa bir sürede sonlandırılan göz kapağı ameliyatı, basit bir ameliyattır. Ameliyat sonrası herhangi bir aksilikle karşılaşılmadığı takdirde hastalar, birkaç saat içerisinde taburcu edilir.

Göz kapağı düşüklüğünü tedavi etmeye yönelik yapılacak ameliyatta kullanılacak yöntem, levator kasının durumuna göre belirlenir. Bu kapsamda hafif belirtiler veren ya da yaş alınmasına bağlı ortaya çıkan kapak düşüklüğü söz konusu olduğunda yetersiz çalışan kası kuvvetlendirecek bir yöntem seçilir.

Lavator kası hiç çalışmıyorsa ya da sinir felci nedeniyle pitozis oluşmuşsa askı yöntemi tercih edilir. Bu yöntemle sarkık/düşük göz kapağı, silikon bantlar yardımıyla cildin altından alın kaslarına asılır. Yöntem tercihinde ayrıca gözün hareketi ile gözyaşının fonksiyonunu etkili olabilmektedir. (Sarkıklık seviyesine bağlı olarak hekim, ameliyat esnasında doku fazlalığını da alabilir.)

Çocuklarda pitozis ileri seviyede değilse ya da tek gözde ortaya çıkmışsa -tetikleyici unsur da hesaba katılarak ve hasta sıkı gözetim altında tutulmak suretiyle- ilk etapta ameliyata başvurulmayabilir. Bu kararın verilmesinde hastanın sağlık durumu gibi yaşı da etkilidir. Şayet cerrahi müdahalede bulunma seçeneği an itibarıyla ekarte edilmişse hekim, çocuğun özel bir gözlük takmasını isteyebilir, sağlam gözü pedle kapatma yoluna gidebilir veyahut sorunlu göze damla kullanılmasını önerebilir.

Zamana bırakılan ve dışarıdan anılan şekillerde desteklenen bu gibi durumlarda göz kapağı düşüklüğünde gerileme olup olmadığının rutin olarak kontrol edilmesi elzemdir zira bu kontroller, cerrahi müdahaleye ihtiyaç doğup doğmadığını da gösterir.

Doğumsal göz kapağı düşüklüğünde tanı konmasının hemen ardından ya da bir zaman sonra ameliyata karar verilmişse pitozisin seviyesi ameliyat yönteminin seçilmesini etkiler. Hafif göz kapağı düşüklüğünde genellikle levator kasının güçlendirilmesi amaçlanır.

Ağır vakalarda ise yetişkinlerde olduğu gibi askı yöntemi tercih edilebilir. Görmeyi engelleyen göz kapağı düşüklüğünün çocuklarda göz tembelliği ortaya çıkarması muhtemel olduğundan tanının erken dönemde konması ve tedaviye zaman kaybı yaşanmadan başlanması oldukça önemlidir. Teşhis ve tedavi için kritik dönemse okul öncesi çağdır.

Göz kapağı düşüklüğünü ortaya çıkaran etmen sistematik bir hastalık olduğunda söz konusu hastalığın tedavisi ihmal edilmemelidir.

Pitozis Kalıcı Görme Kaybı Yaratır mı?

On yaşından sonra ortaya çıkan pitozis, kimi hastalarda ileri düzeyde olabilir. Bir diğer ifadeyle sarkan kapak göz bebeğine kadar inebilir ki bu durum, hastanın görmesini kısıtlar.

Ancak soruna ameliyatla müdahale edildikten sonra bu kısıtlılık ortadan kalkar. Konjenital pitozis söz konusuysa ya da bir ila on yaş aralığında kapak düşüklüğü ortaya çıkmışsa görme kaybının kalıcı olması da ihtimaller arasındadır. Bu nedenle tedaviye geç kalınmadan başlanması gerekir.

Instagram’da bizi takip etmek için tıklayınız.

İnstagram